Noel Baba
Marka denildiğinde ilk aklınıza ne geliyor?
– En pahalı saatlerin üzerindeki kral tacı mı?
– O en pahalı spor arabaların üzerindeki at logosu?
– Kapağını açtığınızda mutluluğun sesi olarak beynimize kodladıkları asitli içecekler?
Peki ya Noel Baba? ‘Ne ilgisi var?’ demeyin.
Biliyoruz aklınızın ucundan bile geçmedi.
Fakat bugün, Noel Baba markasının değeri tam olarak 1,6 trilyon dolar desek…
Bu rakam, çok severek kullandığımız, elimizden, cebimizden, evimizden eksik etmediğimiz birçok marka ve ürünü cebinden çıkartır ve Noel Baba’nın şanına yaraşır bir şekilde kucağına oturtup torun tombalağa harçlık yapar diyebiliriz.
‘Ne demek şimdi bu?’, ‘Noel Baba bir marka değil ki bu isimde bir ürün bile yok.’, ‘Hadi onu da geçtik, gerçekte Noel Baba diye biri bile yok.’ demeyin. Önce arkanıza yaslanın, derin bir nefes alın ve anlatacaklarımıza kulak verin.
Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance, özgün & kurumsal marka değerlendirme tekniklerini kullanarak “Noel Baba” markasının değerini tespit etti. Markanın, seyahat, perakende alışveriş, konaklama ve ağırlama sektörlerine ekonomik katkıları dikkate alınarak yapılan değerlendirme çalışması sonucunda “Noel Baba” markasının değerinin 1.6 trilyon dolar olduğu belirlendi. Araştırmada Apple’ın 87.3, Samsung’un 58.7, Google’ın ise 52.1 milyar dolarlık değeri olduğu kaydedildi.
Bu arada söylemeden geçemeyeceğimiz kısa bir parantez arası; Noel Baba’nın aslen Antalya-Demre’li olduğunu duymuş muydunuz? Neyse, bu konuyla ilgili Google’da yüzlerce içerik ve bilgi mevcut. Dileyen araştırabilir, biz konumuza dönelim.
Nasıl olur da göbekli, kırmızı kıyafetler giyen, kırmızı şapka takan, sırtında kırmızı çuval taşıyan, uzun ve beyaz sakallı, tonton bir dede, 1,6 trilyon dolarlık bir servete sahip olabilir?
Sen neymişsin be dede?!
Biz istediğimiz kadar onun gerçekliğini tartışalım, hatta onun bir pazarlama kurgusu olduğunu söyleyelim; bu onun günümüzde en değerli marka olduğu gerçeğini değiştirmeyecek. Hatta hepimizin bildiği, dünyaca ünlü şu markalar var ya; işte o markalar, Noel Baba’nın sırtındaki çuvala girmek için birbirleriyle rekabet etmeye devam edecektir.
Ne de olsa, kapımızı açmasak bile, o yine bacadan girer!
Bu arada dedik ya, Noel Baba bu topraklardan çıktı diye. Bunu milliyetçi & ırkçı bir söylem ya da inançlarımıza ters düşen bir görüş olarak düşünmeyin. Noel Baba’nın Antalya-Demre’li olduğu konusunda güçlü argümanlar varken, Türkiye’nin bu markayı bir şekilde kullanıyor olması gerekirdi. Kaldı ki, kırmızı-beyaz renkler Türkiye’nin ulusal renkleri ile uyumlu olup, her tür pazarlama iletişimini güçlendirecek ve Türk markalarının değerine katkıda bulunacaktır.
Toplum olarak içinde bulunduğumuz dünyada, kalkınmak ve güçlenmek istiyorsak, önce yaptığımız işi ciddiye alarak onu en iyi şekilde yapmalı ve insanlara sunarken en güzel biçimde sunmalıyız ki Noel Baba’nın sırtındaki o çuvalda biz de yerimizi alabilelim…